Bilbao Limanı Hidrojenli H2TowTractor ile Operasyonel Testlere Başladı: Lojistikte Retrofit Dönemi

Haber Tarihi

26.11.25

Yazar

Sedat Onat

Bilbao Limanı Hidrojenli H2TowTractor ile Operasyonel Testlere Başladı: Lojistikte Retrofit Dönemi

Bilbao Limanı’nda hidrojen yakıt hücresi ve lityum-iyon batarya kombinasyonuyla çalışan H2TowTractor'un sıfır emisyonlu liman operasyonlarında test edilmesi.

Avrupa’nın liman operasyonlarında sürdürülebilirlik baskısı artarken, Bilbao Limanı, hidrojen teknolojisinin liman lojistiğindeki en kritik engeli—yüksek güç gereksinimi—çözmeye aday bir projeye ev sahipliği yapıyor. H2TowTractor, endüstriyel çekicilerin tamamını yenilemek yerine, mevcut filolara kolayca uygulanabilen bir retrofit hidrojen kiti ile sahada test ediliyor. Bu test, Avrupa’da gerçek operasyon ortamında yapılan ilk uygulama olmasıyla da dikkat çekiyor.

Hidrojen, neden özellikle limanlarda gündemde?

Elektrikli araçlar liman operasyonlarında yaygınlaşıyor ancak ciddi sınırlamalar var:

Uzun şarj süreleri,
Sürekli dur-kalk yapan ağır operasyonlarda güç düşüşü,
7/24 çalışan liman operasyonlarında şarj altyapısının yetersiz kalması.

Bu yüzden limanlar için yüksek güç + hızlı ikmal = hidrojen anlamına geliyor. H2TowTractor’un bu testte gösterdiği en büyük avantaj, batarya-elektrik ile hidrojenin hibrit şekilde kullanılması.

Plug-and-play retrofit kit ne getiriyor?

Projenin kalbinde, ATA E405AC modeline entegre edilen modüler retrofit kiti bulunuyor. Plug-and-play olarak tanımlanan sistem:

Optimizasyonlu bir yakıt hücresi
Yüksek dayanımlı bir lityum-iyon tampon batarya

kombinasyonuyla çalışıyor.

Bu modelin en kritik faydası ise:

👉 Filo yenileme yatırımı gerekmiyor.
👉 Mevcut dizel veya elektrikli çekicilere kit takılarak sıfır emisyona geçiş sağlanıyor.
👉 Avrupa’daki sıkı regülasyonlar için süreçleri hızlandırıyor.

Bu sayede limanlar, her araç için yüz binlerce euro’luk yeni alım yapmak yerine nispeten düşük maliyetle dönüşüm sağlayabiliyor.

H2TOW projesinin stratejik hedefleri

EIT Urban Mobility tarafından fonlanan proje dört net hedef üzerine kurulu:

Hidrojen kullanımını artırmak: Lojistik ve endüstriyel taşımada hidrojenin yaygınlaşmasına zemin hazırlamak.
Uygulanabilir retrofit kiti geliştirmek: Çeşitli çekici ve forklift modellerine uyarlanabilir modüler tasarım.
Geçiş maliyetlerini ve regülasyon engellerini azaltmak: Sertifikasyon ve izin süreçlerini retrofite uygun hâle getirmek.
Hidrojen güvenliği konusunda algıyı iyileştirmek: Gerçek operasyon ortamında güvenli kullanım senaryoları göstermek.

Bu hedeflerin hepsi, Avrupa’daki limanların ve havalimanlarının karbon nötr stratejileriyle tamamen uyumlu.

Proje ekosistemi: Çok paydaşlı bir iş birliği

Konsorsiyumda yer alan kuruluşlar:

AESS – Modena Enerji Ajansı
ATA Tow Tractors
Arco Technologies
CAAB Bologna Agro-Gıda Merkezi
Basque Mobility & Logistics Cluster

Ayrıca operasyonel testler Bunge Ibérica terminalinde yapılıyor. Yakıt tedariğini Petronor, sahadaki ikmali ise IBIL sağlıyor. Bu da projenin hem teknik hem operasyonel olarak güçlü bir altyapıya sahip olduğunu gösteriyor.

Bilbao limanı neden öncü oldu?

Bilbao Limanı’nın sürdürülebilirlik ajandasında:

Karbon nötr operasyonlar,
Alternatif yakıt ekosisteminin kurulması,
Akıllı lojistik çözümleri,
Enerji dönüşümü programları

gibi hedefler bulunuyor. Bu yüzden hidrojenli çekicilerin test edilmesi, stratejik bir pilot uygulama olarak öne çıkıyor.

Liman yönetimi, özellikle konteyner taşıyıcı çekiciler, RoRo operasyonları ve havaalanı bagaj traktörleri gibi yüksek güç gerektiren araçlarda bu teknolojinin önemli bir potansiyel taşıdığını düşünüyor.