Depolama Operasyonlarında Otomasyonun Yükselişi: Beş Ana Zorluk ve Çözümleri
01.10.24
By:
Sedat Onat
Depolama Operasyonlarında Otomasyonun Yükselişi: Beş Ana Zorluk ve Çözümleri
Son yıllarda depolama operasyonları büyük bir evrim geçirdi. Geleneksel depolar, günümüzün talep dalgalanmaları, kanal çeşitliliği ve işgücü riskleriyle başa çıkmakta zorlanıyor. Bu makalede, depoların karşılaştığı beş ana zorluk ve otomasyonun bu sorunlara nasıl çözüm sunduğu ele alınıyor.
İlk zorluk, mevsimsel talep ve ölçeklenebilirlik. Tedarik zincirleri, belirsiz ve öngörülemez mevsimsel taleplerle karşı karşıya kalırken, geleneksel depolar operasyonlarını talepteki dalgalanmalara göre ölçeklendirmekte güçlük çekiyor. Sabit raf ve depolama sistemleri, envanter ihtiyaçlarındaki değişikliklere hızla uyum sağlamayı zorlaştırıyor. Bu durum, depolama operasyonlarının gereğinden fazla alan kiralamasına neden oluyor. Automated Storage and Retrieval Systems (ASRS), esnek bir kutu sistemi ile depolama alanının kullanımını maksimize ediyor. Bu sistem, talebe bağlı olarak alan kullanımını dinamik ve kademeli olarak artırıp azaltabiliyor ve hızlı hareket eden ürünlerin daha kolay erişilebilmesi için kutuların yerlerini otomatik olarak yeniden düzenliyor. Bu özellikler, esneklik ve ölçeklenebilirliği teşvik ederken, depo verimliliğini artırıyor.
İkinci zorluk, ürün yerleştirme ve envanter organizasyonu. Geleneksel depolar, ürün karışımı ve hızındaki değişikliklere uyum sağlamakta zorlanıyor. Depo yöneticileri, hızlı ve yavaş hareket eden ürünleri belirlemek için geçmiş satış verilerini ve gelecekteki siparişleri analiz ediyor. Ancak, gerçek zamanlı veri analizi olmadan ürün yerleşimini optimize etmek imkansız hale geliyor, bu da artan toplama süreleri ve yüksek hata oranları gibi verimsizliklere yol açıyor. Gelişmiş teknolojiler, depolanmış ürünlerin relatif hızlarını anlamak için gerçek zamanlı verilere dayanıyor ve operatörlerin işlerine uygun yapılandırılabilir tarih aralıkları üzerinden verileri analiz etmelerine olanak tanıyor. Bu analizler dinamik olarak yapılabiliyor, örneğin belirli ürünlerin hafta sonları hafta içi günlere göre daha hızlı hareket edip etmediği veya fiyat indirimlerinin hızı artırıp artırmadığı gibi durumlar anlaşılabiliyor ve ürünler buna göre yeniden yerleştirilebiliyor.
Üçüncü zorluk, sipariş toplama ve yerine getirme verimliliği. Manuel toplama yöntemlerinde, çalışanlar tekerlekli arabaları bir yerden diğerine iterek ürünleri topluyor ve radyo frekansı tarayıcıları gibi cihazlarla kayıt tutuyor. Araştırmalar, çalışanların zamanının %53'ünün depo içinde seyahat etmeye ve ürün aramaya harcandığını gösteriyor, bu da süreci yavaş ve verimsiz hale getiriyor. Goods-to-person depolama operasyonları gibi ileri sistemler, ürünleri toplama noktalarına getirerek bu ölü zamanı ortadan kaldırıyor ve sipariş toplama ve yerine getirme verimliliğini artırıyor. Otomasyon, toplama operasyonlarını daha verimli hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda iş gücü verimliliğini artırıyor ve işçilik maliyetlerini düşürüyor.
Dördüncü zorluk, omnichannel yerine getirme. Farklı kanallardan gelen çeşitli siparişleri aynı çatı altında yerine getirmek, günümüz depo operatörleri için bir zorunluluk haline geldi. E-ticaretin yükselişiyle birlikte, depolar artık sadece büyük miktarlarda ürün taşımakla kalmıyor, bireysel ürünleri de topluyor. Automasyon, B2B ve B2C modellerini harmanlamayı sağlayarak verimsizlikleri azaltıyor ve daha fazla yük işleyebilme imkanı sunuyor. Sistem, hem perakende hem de e-ticaret siparişlerini karşılamak için belirli bir ürünün hem kasalarını hem de bireysel birimlerini toplamasını sağlayarak toplama işlemlerini ilgili gönderim alanlarına yönlendiriyor.
Beşinci zorluk ise iş gücü alımı ve tutulması. Manuel depolar, nitelikli ve motive çalışanları çekmekte zorlanıyor. Depolama işleri monoton olabiliyor, bu da iş tatminini düşürüyor ve yüksek çalışan devinimine yol açıyor. Araştırmalar, depolama operatörlerinin her bir çalışan devrimi için 3.500 ila 10.000 dolar arasında maliyetle karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Otomasyon, işin daha keyifli ve ödüllendirici hale gelmesini sağlayarak robotların depo içindeki yürüyüş sürelerini ortadan kaldırması ve çalışan yorgunluğunu azaltması gibi avantajlar sunuyor. Ayrıca, otomasyon, teknolojinin çalışanlara performansları hakkında otomatik ve anında geri bildirim sağlaması gibi oyunlaştırma unsurlarını getiriyor, bu da genç çalışanların ilgisini çekiyor ve iş tatminini artırıyor.
Önemli Notlar:
ASRS sistemleri, depo alanını dinamik olarak optimize eder.
Gerçek zamanlı veri analizi, ürün yerleştirmede verimliliği artırır.
Goods-to-person sistemleri, çalışanların ölü zamanını %53 oranında azaltır.
Otomasyon, B2B ve B2C siparişlerini aynı anda verimli şekilde yönetmeyi sağlar.
Otomasyon, iş gücü maliyetlerini düşürürken çalışan memnuniyetini artırır.
AutoStore gibi modüler ASRS çözümleri, depoların esnek ve ölçeklenebilir olmasına yardımcı olur.
AutoStore müşterileri, depo alanını dört kat yoğunlaştırarak 10.000 metrekarelik bir alanı 2.500 metrekareye düşürebiliyor.
Otomasyon, sipariş toplama süresini %50 oranında azaltabiliyor.
---
Haber Linki: https://www.supplychainbrain.com/articles/40424-warehouse-challenges-automation-can-help
-------------------
!!! DUYURU !!!
ERP Nasıl Alınır? Kitabımız Google Play Book'da yayınlanmıştır.
#ERP Nedir?
https://www.sedatonat.com/erpnasilalinir Linki üzerinden ücretsiz olarak indirip okuyabilirsiniz.
Geri bildirimleriniz olursa bizleri mutlu edersiniz.
Şimdiden iyi okumalar dileriz.
Güncel Haberler